TÜRK ve İSLAM ALEMİNE ! (4)
c) Kendi felsefi görüş veya batıl inançlarını ( darwinizm, marksisizm, faşizm, komünizm, Siyonizm, satanizm, evangalizm, hümanizm, hinduizm, konfüçyanizm, budizm ve hristiyanlık gibi çeşitli doktrin ve batıl dinler) aşılayarak; ideolojilerini benimsetip uygulayarak. Dolayısıyle kendi milli ve manevi değerlerine yabancılaştırarak; hatta düşman edilerek. Veya bu şekilde hedef toplumun kendi içinden yetiştirdikleri elemanları aynı toplum ve devletin içine salarak ticari, iktisadi, siyasi, idari mekanizmaların baş veya köşe başlarına yerleştirerek. Yerleşmelerini çeşitli yollardan destekleyerek. Böyle işbaşına getirdiklerini ( truva atları) gerektiğinde gizli veya açık destekleyerek. Karşılarına çıkacak muhalifleri her yolu mubah görerek hatta katliamlarla sindirerek yok ederler. Bu en ustaca işten zayıflatma ve çökertme planlarındandır. Ki bu yolla nice milletler erimiş nice devletler hatta imparatorluklar kuklalaştırılmış veya çökertilmiş, tarih sahnesinden silinmiştir. Nice milletler zulüm altında inim inim inletilmiştir. Bu tarihin her devrinde olduğu gibi bilhassa zamanımızda en çok uygulanan; ince bir o kadar da zalimane usullerdendir. Bunun bir de hedef devletin kendi silahlı güçlerini alet ederek veya imtiyazını kullanarak uygulanması işin vahametini daha da arttırır. Çeşitli ültimatomlar, darbeler ve ihtilallerle sarsılır durur. Bu duruma düşen,düşürülen bir millet kolay kolay belini doğrultamadığı gibi , ne ilimde, bilimde ne de teknolojide ilerleme sağlayamaz. Kısa zamanda uçuruma yuvarlanır, parçalanır hatta yok olur. Tarih sahnesinden silinir. Kore, Kamboçya, Vietnam, Afganistan Pakistan sadece bir kaçıdır.
d) Doğrudan belirli bir menfaat amacıyla – veya felsefi , ideolojik bir yaklaşımın arkasına gizlenerek; gizli açık kurdurulan şirket, şebeke, örgüt veya medya aracılığı ile – ülke ekonomisi zayıflatılır, çökertilir. Bunların hemen hepsi aynı merkezden yönetilir; yönlendirilir. Birbirine zıt fikir veya görüşleri savunan terör örgütleri birbirine rakip görülen şirketler, birbirine zıt eğilimleri savunan medya kuruluşları – elbette bazı istisnaları vardır-. Milli kaynakları işletmekten çok talan eden bazı yerli yabancı şirketler, bilim veya teknik eleman adı altında ülkeye sokulan bin bir ajanlar, yardım ve sivil toplum adı altında faaliyet gösteren, dışardan beslemeli bazı kuruluşlar ( rotary kulüpleri, mason locaları, ateizm savunucuları vb. ) İslamın, Kuran’ın ve çok tahrife uğramış İncil, Tevrat vb. özünden, kökünden uzaklaştırılmış dini akımlar aracılığıyla toplum, millet kavram kargaşası yaratılarak bocalattırılır;kutuplaştırılır; kamplaştırılır hatta çatıştırılıp zayıflatılır.Dolaysıyle ekonomisi çökertilir.Bunu daha çok hedef ülkenin gerçekten samimi ve bilgili her ilim,bilim,fen ve teknik elemanlar ve idarecilerinin faydalı çalışmalarını sabote ederek hedef tahtasına oturtarak yıldırılıp;ölüm de dahil saf dışı edilir.Bazen o hale getirilir ki gerçek samimiler ile sahteleri ayırt edilemez olur. Sonuçta hedef ülkenin fertleri,ya maddeperestleştirerek –eskilerin deyimi ile Rabbena hep bana, benden sonrası tufan, v.b. zihniyetli egoistleştirilirler. Matematik denklemlerindeki kemiyetler veya aç kurtlar gibi birbirlerini yok ederler.Ya da özellikle teknolojik çalışma ve gelişmeler şu veya bu şekilde engellenerek ülke geri kalmışlığa itilir;mahkum edilir.
e) Hedef ülkede kurdukları ya da ajanlarına (5. kol kuvvetleri) kurdurdukları gizli,açık sözde birbirine düşman etnik,dinsel,mezhepsel görüş ayrılığı temellerine dayalı terör örgütlerini ve iyi niyetli kurulmuş örgütlerin içine sızıp hedeflerinden saptırdıkları sivil toplum kuruluşlarını sömürü düzenlerine hizmet ettirirler. Hizmet etmeyen her fert ve kuruluşu birbirlerine düşman ilan ettirerek çatıştırıp kırdırırlar, boğazlatırlar. Meydana getirdikleri derin devlet aracılığıyla hem devlete , dolayısıyla millete beslettirirler hem de temelini dinamitletirler. Bu birbirlerine düşman gösterdikleri örgütler aracılığıyla hem terörle mücadele adına kendi maliyesini zayıflatır ve kendi fertlerini imha eder hem de bireyler kendi aralarında çatışarak birbirlerinin enerjilerini boşa harcatırlar hatta birbirlerini imha ederek yokluğa, çöküşe götürürler. Burada devlet millet terörün kaynağını bilse de ekonomik, özellikle teknolojik yetersizliğinden dolayı ister istemez bataklığa müdahale etmeye, onu kurutmaya gücü yetmez. Dolayısıyla sivri sineklerle uğraşmak zorunda kalır. Ya sinekleri temizlerken boşa harcadığı enerji ile ilaç ( silah ) tüccarlarına yatırdığı kaynakla kendini zayıflatıp düşmanlarının ekmeğine yağ sürer. Ya da sinek vızıltısından aklını başına bir türlü toplayamayıp sendelemeye, bataklıkta kaybolup boğulur. Hele içerde terörle mücadeleden nemalanan işkembeciler, egoistler çoğunlukta ve daha vahimi karar mekanizmasına hakimseler vay o milletin haline!.. Bu durumda faşist, komünist, Siyonist vb nin dünya hakimiyeti kurma hayalleri kolaylaşır.
F ) Esas hedefleri,Dünya hakimiyetlerini (izm lerin özellikle siyonizmin) kurabilmektir.Oysaki lanet-li şeytana bile sınırlı faaliyet izni veren Yüce Allah,Yüce Hakim,Yüce Malik,şeytanın maskarası bazı budala Nemrutlar,Firavunlar ve günümüzdeki benzerlerine taifelerine geçici üç beş günlük hükmetme yetkisi vermektedir. Buna rağmen bu zavallı sapık budalalarda emellerine en büyük engel teşkil eden İslamı en azından yozlaştırıp sulandırmak, mensuplarını saf dışı veya yok etmek için uğraşıyorlar. Hele hele İslam’ın yılmaz bekçisi Türkleri kimliklerinden uzaklaştırarak kendi saflarına çekmeye, olmazsa tarihten silmeye çabalıyorlar. Bütün ittifakları, göz boyamaları, ferdi yahut toplumsal, devletsel gizli, açık terörleri kendi sapık veya batıl inançlarının arkasına gizlenerek sefa sürmeye, hâkimiyet kurmaya, saltanat sürmeye çalışmaktadırlar. Hâlbuki Yüce Yaratıcının “ Gerçekten şüphesiz Allah, güçlü ve üstün olandır. Hüküm ve hikmet sahibidir. Allah bilendir. Hüküm ve hikmet sahibidir. Şüphesiz Rabbin, hüküm ve hikmet sahibi olandır. Şüphesiz Allah dilediği hükmü verir.” Vb pek çok ayetleri ile âlemlerin hâkimi olduğunu belirtiyor. “Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetlerimi tamamladım ve din olarak size İslam’ı seçip beğendim. Hiç şüphesiz din, Allah katında İslam dır. Kim İslam’dan başka bir din ararsa asla ondan kabul edilmez.
İslam’a çağrıldığı halde Allah’a karşı yalan uyduranlardan daha zalim kimdir? Allah, yalancı kâfir olan kimseyi hidayete erdirmez.” Ayetleri ile de gerçek inanılacak tek dinin İslam olduğunu açıklıyor. Yine Yüce Allah’ın bile sapıtmışlara zaman zaman elçileri ile ilahi mesajlar göndererek uyardığı, fakat inanıp inanmamakta insanoğlunu serbest bıraktığı halde ancak tasallutuna izin verdiği lanetli şeytanın uşağı, maskarası, benliğini kaybetmiş insan kılıklı bazı yaratıklar sırf nefsanî arzularını tatmin etmek için hemcinslerine sapık ideolojilerini dayatmaktadırlar. Muhaliflerini berteraf, hatta yok ederek sadistleşmektedirler. Tabii ki inansalar da inanmasalarda ilahi imtihanı kaybedip; cehennemliklerini kendi elleriyle hazırlamaktadırlar. Onların inanmamaları neticeyi değiştirmeyecektir.