Ey İnsanoğlu Nereden Nereye?

Sizin oyunuz: Hiçbiri
0
Henüz Oy Kullanılmamış

Bir zamanlar bir damla içinde gözle görülmeyen zerrecikler idin. Ana rahmine düşüp kan pıhtısı, sonra et parçesı ve "YARATICININ EMRİYLE" ruhunu kazanıp cenin halini aldın. Çeşitli evreler sonucu şu fani Dünyaya gözlerini açıp misafir oldun.

Misafir oldun da ne oldu?

Misafir olduğun zaman, zemin, sosyal, sınıfsal ve fiziksel ortam, yıl, ay, gün, saat ve hatta dakikalar ve diğer ahval ve şerait, hepsi Yaradanın tarafından taa ezelden levh-i mahfuz'da tayin ve tespit edildi. Misafirliğinin ne kadar süreceği ( ölüm denilen veda yani bu fani dünyadan ayrılış tarihin, nasıl ve ne şekilde burayı terk edeceğin) de yine Yaradanın tarafından belirlenip gizlendi. Misafirliğinde kullanman için ( bazı istisnalar dışında) sana verilen irade-i-cüziyenin etki alanına girmez; bu oluşumlar. Sana bırakmamıştır bunları Yaradan, Heyhat!

Pek meraklanma insanoğlu!.. Şayet ömrün yeterse bu misafirhanede geçireceğin zamanın küçük bir bölümünden manen sorumlu değilsin. Taa ki akil baliğ olucaya kadar. Yani kız isen aybaşı denilen halin zuhuruna,oğlan isen erlik suyu denilen sıvının inzaline (ihtilam veya şeytan aldatması günün gelmesine kadar) Bu ömür parçasında biraz serbestlik avantajın var ve Yaradanın nezdinde temizsin, paksın. Ancak misafir kaldığın odanın havası seni nasıl etkiler, nasıl yönlendirir, nasıl bie halet-i-ruhiye kazandırır; kestirilmez. Orası Yaradanının bahşettiği yeteneklerini kullanma becerine ve şansına kalmış... Vesselam.

Hoş geldin, sefa geldin; misafirhaneye,

Elleri boş geldin; hazırlıksız siperhaneye,

Seni zor günler bekliyor. Heyhat!

Hazırlan imtihan salonunda terlemeye

Bilmem, belki şartların elvermemiştir,

Belki bilgi ve becerin gelişmemiştir,

Belki de kolaylık, nemelazımcılık işlenmiştir,

Ne olursa olsun, mecbirsun o salonda terlemeye.

Üzülme! Kazanmak için azmedersen cenge,

Kurabilirsin hayatta itidalli bir denge.

İyi kullanırsan aklını, fikrini, bilgi ve becerini,

Sonunda kavuşursun beklediğin ahenge.